Şi-irsaliye

Şiir yazardı. İlk gençlik yıllarından beri böyleydi. Neden yazdığını düşünmeden, o şiirlerle ne yapacağını dahi bilmeden yazmıştı yıllar boyu.

O kadar kendiliğindendi ki bu, şiirlerin canı olduğunu, dünyaya geleceklerinde kendisini sadece bir aracı olarak kullandıklarını düşünürdü.

En yakın arkadaşından başka pek kimseye de göstermemişti zaten şiirlerini. "Kitap çıkaralım bunlarla" derdi bazen arkadaşı. Üşenirdi. Kapı kapı dolaşıp, "beğenin benim şiirlerimi" minvalinde bir yalvarış, ona göre değildi. 

Hele ki bir kaç bin lira bayılıp, matbaalarda kendisi bastırmayı ise hiç anlamıyordu. İrsaliye miydi bu? Şiir yürek işiydi. Basılmasa da olurdu.

Uğur Demircan, 2015, Seydişehir
Daha yeni Daha eski