Bir harfin güzelliği sadece biçiminde midir?
Estetik bir şekilde yazılmış olması mıdır bize lâtif gelmesinin nedeni? Düz, eğik, bir ucu kıvrık. Süslü belki, hatta hâtlı... Ya da onu yazmakta kullanılan kalemin ucunda mıdır, renginde, kalitesinde midir sebep?
Yoksa o harfle başlayan sözcüğün güzelliği midir harfi güzel kılan? O sözcüğün yaptığı çağrışım mıdır, akla getirdikleri midir bizi cezbeden? Kim bilir belki de o harf yazılınca, o sözcüğün geleceğini hissetmenin heyecanıdır insanın kanını kaynatan!
Peki bir sözcüğün güzelliğinin sebebi onun dildeki karşılığı mıdır sadece? Yahut etimolojik kökenine inmek mi gerekir kaynağı keşfetmek için? Yoksa o sözcüğün hatırlattıkları mıdır onu güzel kılan? Bir sözcüğe iliştirilmiş olmasa o güzel anılar, ne kalır geriye harf kalabalığından başka?
Bir harf bir sözcüğü, bir sözcük bir sevdayı sırtlanmış olmasaydı meselâ, çekilir miydi kör olası dünyanın kahrı? Taşınır mıydı bunca yük, bu kadar ince bir ipin ucunda?
Peki ya yazmasaydı bunca şair, yazar, bunca güzel insan evlâdı yaşadıklarını! Sevgilerini, korkularını, pişmanlıklarını, inançlarını sözcük sözcük, harf harf... Kim, ne mânâ verebilirdi bunca hengâmeye? Kim bilebilirdi kendini? Kim anlamlandırırdı insan denen âlemi?
Bir insanın güzelliği sadece biçiminde midir?
Haziran 2018 – İzmir
Estetik bir şekilde yazılmış olması mıdır bize lâtif gelmesinin nedeni? Düz, eğik, bir ucu kıvrık. Süslü belki, hatta hâtlı... Ya da onu yazmakta kullanılan kalemin ucunda mıdır, renginde, kalitesinde midir sebep?
Yoksa o harfle başlayan sözcüğün güzelliği midir harfi güzel kılan? O sözcüğün yaptığı çağrışım mıdır, akla getirdikleri midir bizi cezbeden? Kim bilir belki de o harf yazılınca, o sözcüğün geleceğini hissetmenin heyecanıdır insanın kanını kaynatan!
Peki bir sözcüğün güzelliğinin sebebi onun dildeki karşılığı mıdır sadece? Yahut etimolojik kökenine inmek mi gerekir kaynağı keşfetmek için? Yoksa o sözcüğün hatırlattıkları mıdır onu güzel kılan? Bir sözcüğe iliştirilmiş olmasa o güzel anılar, ne kalır geriye harf kalabalığından başka?
Bir harf bir sözcüğü, bir sözcük bir sevdayı sırtlanmış olmasaydı meselâ, çekilir miydi kör olası dünyanın kahrı? Taşınır mıydı bunca yük, bu kadar ince bir ipin ucunda?
Peki ya yazmasaydı bunca şair, yazar, bunca güzel insan evlâdı yaşadıklarını! Sevgilerini, korkularını, pişmanlıklarını, inançlarını sözcük sözcük, harf harf... Kim, ne mânâ verebilirdi bunca hengâmeye? Kim bilebilirdi kendini? Kim anlamlandırırdı insan denen âlemi?
Bir insanın güzelliği sadece biçiminde midir?
Haziran 2018 – İzmir