İnsanlık;
benliğe, paraya, gurura düşmüş,
itaatsiz, nankör, günahkâr olmuş
hain olmuş, zalim olmuş,
kurumuş nehirler,
kırılmış mühürler,
ve sonunda gelmiş çatmış
o bütün antik metinlerde geçen,
tüm kutsal kitaplarda bahsedilen
karar günü,
armagedon,
kopmuş kıyamet,
söz verildiği üzere âdemoğluna ve havvâkızına,
evler, tarlalar hallaç pamuğu gibi atılmış,
dökülmüş yıldızlar,
sökülmüş dağlar,
güneşle ay birleşmiş,
yerle gök hercümerc olmuş,
diriltilip bir alana toplanmış,
dünya üzerinde yaşayıp ölen,
gelmiş geçmiş tüm insanlar,
terazilerde tartılmış,
sorgularda utanmış,
kıldan ince kılıçtan keskin
köprülerden geçirilip
bölük bölük ayrılmış
ve son olarak
gönderilmiş
kendilerine vaadedilen yeni mekânlarına,
ya
sırça köşklere, meşreplerince
ya da
kazanlara, erimiş ateş içine
de
bir ben unutulmuşum gibi geride!
Kupkuru bir sessizlik,
soğuk bir karanlık içinde.
Ne toprakta bereket
ne sesime yankı...
Yalnızlık dert değil de,
kim okuyacak şimdi
yazdıklarımı?
Ocak 2018 - İzmir