Kelimelerle, konuşmayı değil yazmayı seviyorum.
Konuşmanın sadık müşterisi yok, yazı gibi. Dinler görünüyorlar ama -kendilerinden bahsetmiyorsan eğer- bir yandan kafa sallarken bir yandan kendi cümlelerini hazırlıyorlar. Dinlemiyorlar seni gerçekten. Hele uzun cümleler kurabiliyorsan konuşurken, halin daha da içler acısı.
Yazmakta ise durum daha berrak. En azından dürüst alıcıların oluyor. Az ama öz. Okuyan, gerçek manâda dinlemiş oluyor seni.
Okumayana zaten yapacak bir şey yok. O ne kitabı okuyor, ne uyarı levhasını, ne de aldığı ilacın prospektüsünü.
Uğur Demircan, Eylül 2016, İzmir
Konuşmanın sadık müşterisi yok, yazı gibi. Dinler görünüyorlar ama -kendilerinden bahsetmiyorsan eğer- bir yandan kafa sallarken bir yandan kendi cümlelerini hazırlıyorlar. Dinlemiyorlar seni gerçekten. Hele uzun cümleler kurabiliyorsan konuşurken, halin daha da içler acısı.
Yazmakta ise durum daha berrak. En azından dürüst alıcıların oluyor. Az ama öz. Okuyan, gerçek manâda dinlemiş oluyor seni.
Okumayana zaten yapacak bir şey yok. O ne kitabı okuyor, ne uyarı levhasını, ne de aldığı ilacın prospektüsünü.
Uğur Demircan, Eylül 2016, İzmir